Yazar:admin
Ülkemizde her biri onar yılı kapsayan periodlara bağlı olarak sanatçı kuşaklarının eğilim farklarını belirleyen süreçler, giderek Batıdan ithal edilen akımların hegemonyasını daha çok yansıtan gizli ya da açık bunalımları da beraberinde getirmiştir. Dünyada büyük bir sanat pazarı hareketinin oluştuğu 80 li yıllarda piyasanın inkarını öngören konseptüalist ve benzeri paradokslar ise, bunalımların apaçık yan göstergeleri olmuşlardır. Ancak kendi benliklerinden koparılmayı, kendi kimliklerine yabancılaştırılmayı kabul etmeyen ve sorunlara kendi özgün duyarlılıklarının bilinciyle yaklaşan genç sanatçılar, 80 li yılların yenilenme ihtiyaçlarını ithal düşüncelere […]
(1990 da Yonca Sanat Galerisi’nde açılan sergi üzerine Milliyet Sanat Dergisi şubat sayısında yeralan yazı) Genç kuşak sanatçılarından Ahmet Özel (d.1960) Nişantaşı Yonca Galerisi’nde, son yılların yapımı yağlıboya, akrilik guaş karışımı resimlerinden genişçe bir toplamı sergiliyor. 1982’de DGSA Devrim Erbil atölyesini bitiren sanatçı Roma ve Floransa’da sanat araştırmaları yaparak resim restorasyonu eğitimi de görmüş. Özel’in resimlerinde ilk bakışta doğal izlenimlerle post-modern akımların biçimsel ögeleri arasında uyumlu bir bileşim kurmayı öngören bağımsız bir kişilik anlayışı ilgimizi çekiyor. Kendisi sanat anlayışını şöyle […]
İç Güneş (2015-2021) “…Zamansız mekanlarda varolan plazma figürlerle olan karşılaşmalar, onların düzlemsiz mekanlarda yer alan belli belirsiz gölgeleri, yansımaları bir anlamda sanatçının kendi iç varoluşunun tezahürleri. Sanatçı kendi iç dehlizlerine olan yolculuğunda ona ışık veren ‘İç güneş’i kutsuyor.” İç Güneş Sergisi Basın Bülteninden, 2019
İç Sesler (2009-2015) Bu dönemde , pozitif bir dünyaya yönelik mitolojik derinliklere dayanan iyileştirme kavramının daha çok şaman kültürü üzerinden tuvale yansıyan kompozisyonlar ele alınmıştır. Genelde bu kompozisyonlar, ritüelleri, şaman formunun insanı, doğayı iyileştirme anına yönelik sahneleri yansıtır.
İç Manzaralar/ Magma (2006-2009) İnsan belleğini besleyen mitolojiler ve hayal dünyasını besleyen tüm kaynaklarının yarattığı bir atmosferde beliren tüm formlar, bu dönemin plastik dille olan anlatısıdır. “Özel’in magma içerikli resimlerindeki ağırlıklı konseptin de, gerçeklik kaynaklı soyutlama olduğu söylenebilir. Bu yöntem, boyanın açıklı koyulu tonlarının iç içe geçerek görsel bir yapılanmaya dönüşmesiyle sağlanır; yani düzensiz magmanın konstrüksiyon kazanmasıyla “biçim” olma aşaması tamamlanmış olur.” Kaya Özsezgin-Magma Sergisi Katoloğu-2009
Merdivenler (2003-2006) Kozmik atmosfer ve espas bir arka plan önünde giderek belirgin formların, figürlerin kendini belli ettiği kompozisyonlarda öğeler, boşlukta mistik bir ışık demetiyle aydınlanırlar. Bilinmezliğin sınırlarına kadar giden ve aidiyetlerini arayan bu formlar, aslında kendileriyle karşılaşan amorf figürlerin izdüşümleridir.
İnsan (2001-2003) Soyut bir dille insanın varlığının oluşumunu ele alan bu dönem, önceki dönemin imge formu göktaşlarının evrende tohum olarak yeşermesiyle birlikte ilk yaradılışlara ve oluşumlara atıflar içeriyor. Amorf, plazma form ve mekanlardan oluşan kompozisyonlarla, DNA larımızda saklı, tarihöncesine ait gizemli tünellere plastik bir dille bir yolculuk amaçlanıyor. 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0
Evrenin Oluşumu/Göktaşları (1992-2001) Göktaşları imgesiyle yola çıkan bu dönem çalışmalarında , evrenin oluşumu ve yaradılışa dair sorulara yönelik, kendini sezgisel iç duyuşlara bırakan soyut, plastik dille bir sorgulama arayışı izlenmektedir.
Erken Soyut (1987-1992) İtalya dönüşü sonrasındaki dönem, resim tavrında değişim ve dönüşümler yaşandı. Figür çalışmalarının giderek forma indirgendiği, resmin temel kavramları olan renk, ışık, leke ve ritm çerçevesinde yeniden düzenlenerek giderek soyut eğilimin öne çıktığı bir dönem oldu. Bu dönüşümü hızlandıran etkenlerden biri, öncü sanatçı Sabri Berkel ve resmi ile karşılaşma olmalıdır.1989 da ilk kişisel sergide figürden kopmuş ve soyut etkilerin öne çıktığı bir sergi olmuş ve bu sergi figür döneminin kapandığı bir tarih olmuştur.
Figüratif Dönem (1978-1987) 1978 yılında akademi öğrenciliğinden başlayan, mezuniyet sonrasında resimsel üslup arayışlarını da kapsayan on yıllık resim serüveninde, ağırlıklı olarak dönemin sosyo-politik durumuna gönderme yapan, bireyin çevresini saran dünyaya yönelik ruh halini yansıtmaya çalışan bir tavır, arayış söz konusudur. Bu dönemde halk resminin, minyatür resminin kurguları incelenmiş, alegorik, simgesel bir anlatım, üslup oluşturma doğrultusunda resim üzerine yoğun araştırma ve çalışmalar yapılmıştır. Bu dönem Akademi’de atölye çalışmalarına başladığım 1978 yılından , erken figüratif çalışmalarını, askerlik dönemi olan 1982-84 yıllarını, sonrasında […]